“Keşke bir imkanımız olsaydı da sinema cangılına hikmet ve felsefenin ışığını düşürebilseydik. Mesela küçük bir salonda birkaç hakikat talibi bir araya gelip seçtiğimiz bir filmi birlikte seyretseydik ve ardından uzun uzun tartışabilseydik. becerebilseydik de şöyle bir burnumuz burnuna değebilseydi yok’un! Kusardık o zaman hep birlikte öz-ağzımızdan kafatasımızı. O takdirde belki banklarda yatmayı sürdürür ama asla yazılarımızı cıvık cıvık banka adlarıyla kirletmezdik. Bezirgan adlarıyla. Düşünceyi, edebiyatı ve sanatı veznedarların kirli ellerine teslim etmekten utanır, kendimizi seve seve hiçliğin eline bırakırdık. Topluca ölürdük.”
“İnsanlara insan olduklarını daha çok hatırlatmalıyız, der Tarkovski. Sanat işbu duyarlılığın bir gerecidir. Filmleri de insana insan olduğunu daha çok hatırlatmanın bir aracı” ( Dücane Cündioğlu, Sinema ve Felsefe)
Hayatın güzel bir sürprizidir, sevdiğiniz bir yazarın kaleminden ortak düşüncelerin dökülmesi. Kalem ki hikmetin arayışının peşine düşmüşse bunun tadında doyum olmaz. sürekli hikmet dolu tastan içmek istersiniz.
taliplerine, hikmeti ve felsefeyi yoğurarak paylaşımlarına devam eden Cündioğlu, sinemanın insan arayışındaki rolunu fark ederek kaleme aldığı sinemadan yansıyan insanı ele almış. “Sinema ve Felsefe” kitabı. ne de hoş etmiş.
Artık görünen o ki, sinemanın insan arayışındaki rolü giderek, görülmeye başlandı. sinemanın sadece bir eğlence ve zaman geçirme makinası olmadığı; aksine insanı ve insandan yola çıkarak insanın varoluşuna katkısı giderek irdeleniyor.
hemen hemen bütün kitaplarını zevkle okuduğum Cündioğlu’nun sinema ve felsefe yazıları yine aynı zevkle okuma şansına nail oldum. yüreği yanan, kalemi hikmete hizmet eden Cündioğlu’nun sinemayı ez geçmemesi sevindirici.
kitabın ismi belki okuyucunun gözünü korkutabilir. Ama elimizde felsefenin akademisi yok. Karşımızda felsefenin süzgecinden geçmiş insana dair repliklerinin göz alıcı nesri var. Sade, anlaşılır bir dille sinemanın varoluşa katkısı anlatılıyor.
Belki izlemediğiniz filmler vardır. Belki duymadığınız kitaplar, belki duymadığınız düşünce adamları zikr ediliyor. Ama olsun hikmetli cümlelerin peşi peşi sıralaması ve insanı içine çeken, gözleri kamaştıran cümleleri hatırına bazen okuduklarımızı anlama zorluğu çeksek de kitaba dört elle sarmalak gerek.
Seyretmeye korktuğumuz, sadece görünen kabuğuna takıldığımız filmlerin, derinliğine kapı aralayacağız. Ve şaşıracağız. Şekilci ve tene dayalı anlayış kalıplarımızı yıkmaya yardımcı olacak bir kitapla karşı karşıyayız. Tabuları yıkma zamanı. Eskiyi kutsamayı bırakma zamanı. Hikmete giden yolda artık yeni bir kapı aralama zamanı.
Hikmete gitmenin bir yolu var artık karşımızda. Görmekte zorlansak da kabullenemesek de varoluşu bize anlatan yeni kapı sinema. Bu kapının varlığını bize hatırlatan Cündioğluna ne kadar teşekkür etsekde azdır. klasik bir film yazıları karşınızda yok. Sizi size hatırlatan bir yüreğin haykırışı var. Ey talip, yüreğinin kapılarını açmaya hazırsan buyur!
Osman Tatlı
