Yaban

Yazan: Osman Tatlı

 

Varoluşsal boşluğun en temel nedeni bireyin kendine ait öz kaynağının olmamasıdır. Varoluşsal dinamikler dışsal faktörler üzerine kurulduğunda ve bu dışsal varlıklar ortadan kalktığında kişi kendini denizin ortasında savunmasız ve boğuluyor bulur. Bu bir kayboluş ve sonrasında kendini gerçekleştirme sürecidir. Tabii kayboluş sürecinde kişinin kendini gerçekleştirme iradesi ve değişim, dönüşüm isteğinin arayışı içinde olmalıdır. Yoksa kayboluş içerisindeyken kendini tüketme yani kendinden, hayattan kopuş yaşar.

Bizi yaşama bağlayan nedenlerin ve hayattaki bağımızın gerçekliği ancak dışsal nedenlerin ortadan kalkmasıyla yaşanan şokla sarsılmasıyla anlaşılır. Öncesinde arada kalmışlık hissi dışsal nedenlerle bastırılır ve gerçekliğimiz gün yüzüne çıkmaz. Aradaki gelgitlerle yaşanan kısa süreli bulanımlar ve hayatın anlamsızlıkları ciddiye alınmayan sarsıntılardır. Aslında bunlar sonradan gelecek şiddetli bir depremi habercisidir ama çoğu zaman bu anlaşılmaz. Hayatın içindeki koşuşturma anlamaya dayalı bir düşüncel sürece izin vermez. Arada kalmışlık dışsal bağımlılıklarla atlatılır ve etkisi hafifler. Çünkü yaşama bağlayan nedenler ve sürecin yaşanmasında teselli eden güçlü dışsal faktörler vardır.

Dışsal faktörler nedeniyle kişi kendini güçlü hisseder ve yalnızlığını bastırır. Bağımlı olduğu nedenle hayata tutulur. Bağımlılığı oluşturan dışsal varlıklar bir gün gelir, çeşitli nedenlerle yitip gider. Kaçınılmaz son kişiyi bulduğunda hayat anlamsızlaşır ve kişi ne yapacağını bilemez. Unutmak adına hayatını alt üst edecek yollara başvurur. Unutmak, hatırlamak istememek, kendisiyle yüzleşmemek, hayatın sorumluluğunu almamak ve yalnızlığını bastırmak için kendini batıklığın içinde boğazına kadar batacak bir maceralar içinde atar. Hem bedenine hem ruhuna zarar verir. Çıkmaz sokaklarda kaybolur. Yolunu bulmak yerine kendini daha çok unutmaya çabası içine girer. Tabii yorulana kadar devam eder. Bataklığın çözüm olmadığını fark edene kadar. Bu fark ediliş kişiyi arzuladığı hayatı aramaya yönlendirir. Ve asıl kendi olma savaşı o zaman başlar. Yeter ki bataklığı ev edinilmesin.

Varoluşsal nedenin ne olduğu ve arayışın kapısını aralayan, kendini bulma sürecini konu edinen “Yaban” filmi bize içkinin, esrarın ve cinselliğin içinde kendini kaybedip hayatı alt üst olan Sheryl kendini bulma serüvenin hikayesini konu ediniyor.

Yukarda değindiğimiz insanı hayata bağlayan dışsal faktörlerin elden gitmesiyle ortaya çıkan boşluğu ve boşluğu unutma çabasını Sheryl de film boyunca geri dönüşlerle görüyoruz. Sheryl, annesinin kansere yakalanmasıyla sarsılan dünyası, annesinin ölümüyle hayatı alt üst olur ve ne yapacağını bilmeden ve kendini, annesini unutmak, düşünmemek için içki, esrar ve cinsellik üçgenine içine girer. İçki, esrar ve cinsellikten zevk ve haz aldığından değil sadece kendinden, düşünmekten ve annesizlikten ne yapacağını bilememenin çaresizliğinden kaçış kapısı olarak görür. Daha önce anlamdıramadığı ama annesinin varlığıyla bastırdığı var oluşu sorunuyla yüzleşmek zor geldiğinden ne yapacağını bilemediğinden düşünmemenin bir yolu olarak kendini üçgenin içinde bulur. Etrafındakilerin özellikle eşinin anlayışlı ve yaptıklarını görmemezlikten gelme hali bile Sheryl için bir anlam ifade etmez. Aksine etrafındaki herkesten kaçar: kardeşi ve eşi… Herkes kendisini hatırlatır. Hatırlamak; düşünmek, sorgulamak ve yüzleşme demektir. Sheryl buna hazır olmadığından her şeyden kaçar ve eskiyi hatırlatacak her şeyden uzaklaşır. Bu uzaklaşmalar ve bulaştığı içki, esrar, cinsellik üçgeni de kendisine huzur getirmediği gibi bunların arasında da mutsuzluğu daha da artar. Çünkü bu üçgen kafasındaki ve kalbindeki sorunlara çözüm getirmediği gibi aksine kendini daha da kötü hissetmesine neden olur. Çünkü kendini oraya ait hissetmez. Zaten üçgenin içindekilerin kendisine hitap etmesinden değil, kaçış kapısı olarak gördüğünden oraya sığınır, zaman geçtikçe oradaki hayattan da iğrenir, nefret eder. Oradan da kaçmaya başlar. Aradığı var oluşu içki, esrar ve cinsellikte bulamaz. Bunların geçici etkisi içindeki boşluğu doldurmadığı gibi unutturmamıştır. Anlık etkilerin geçmesinden sonra gözünü açtığında kendisiyle taşıdığı sorunlarla tekrar yüz yüze gelir. Geçici çözümler değil, köklü çözümlerin gerekliliğini gördüğünden farklı bir yolla başvurur: bu da pasifik doğa yürüyüşüdür.

Sheryl kendisinin iki katı sırt çantasıyla kendini keşfetme, kendisiyle yüzleşme ve kendini arındırma yolculuğuna çıkar. İlk günde yolculuğu başlatmadan bırakabileceğine ve arkasında bakıp kararından vazgeçme telkinleri yapar. Ancak kararlılığı ve kendini bulma inancı baskın gelir. Yolculuk esnasından acemisi olduğu yürüyüşte birçok zorlukla karşılaşır. Kendisini yoran, bedenen yıpratan ve bir kadın için zor olan yürüyüşe rağmen inat eder. Her adım geçmişle hesaplaşmalarla geçer. Annesine, çocukluğuna, babasına, kardeşine ait anılarla boğuşarak hesaplaşır. Üzerindeki geçmiş yükünü yavaş yavaş geride bırakır. Her adım kendine ait olanı bulmaya doğru ilerlemedir. Aynı zamanda her adım geçmişin izlerini silme azmidir. O güne dair her şeyle yüzleşme cesareti kendine ait olan doğru ve yanlışların da ortaya çıkmasıdır. Böylece ne istediğini daha iyi anlar. Bunları çok daha ötesinde bu içsel yolculuğunda kendisini dışsal bağımlılıklarından kurtarır. Kendi iç dünyasının temellerini atarak hayatındaki dinamiklerini oluşturur.

Düzensiz ve soyadı gibi başıboş hayatı yolculuk süresince düzene girer, başıboş olan hayatı anlamlı bir eksene doğru yol alır. Yeni bir eksenin içine girer Sheryl çok zor olanı başarır. Eski alışkanlıklarını hatta eski hayatını geride bırakır.

Doksan gün boyunca doğanın zorlu şartları altında kendisiyle baş başa kalan ve modernliğin izlerinin olmadığı bir dünyada kendini arayan Shreyl yolculuğun sonunda arınarak geçmişini ve olumsuz alışkanlıklarını geride bırakarak yeni bir hayatın kapılarını aralayarak huzuru bularak yürüyüşünü sonlandırır. Doğadaki yürüyüşü biterken asıl hayat yolcuğu yeni başlar.

Gerçek bir hikayeden uyarlanan “Yaban” filmin içeriğinde felsefik söylemlerin olmadığı ama var oluş gerçekliğini sade bir anlatımla hedefine ulaşmayı başarıyor.

İLGİLİ YAZILAR