Sinemanın terk edemediği, seyircinin de en çok etkilendiği filmlerin temalarından biri birbirini tutkuyla seven, sevgililer etraflarında olup biten haklısızlıklara, yıkımlara, tecavüzlere, öldürmelere, gasplara, kundaklamalara, baskılara akla gelebilecek bütün sosyal adaletsizliklere karşı duyarsızdırlar. Kendi dünyalarında yaşar, kendileri dışında kimseyi görmez, olup biten her şeyden uzak dururlar. Sadece aşklarını yaşarlar. Tek dertleri evlenmek ve aile sahibi olup, beraber yaşlanmaktır. Hayat bu ya hiçbir şey mutlu devam etmez. Mutluluğu ve birbirlerini kaybetmenin korkusunu içlerinde hep taşıyan sevgililer, gün gelir bu korkularıyla yüzleşirler. Çeteler, işgalciler diğer adıyla yıkımın ve sosyal adaletsizliğin mimarları gelip, kadına tecavüz ederek, hunharca öldürmeleriyle korkulan olur. Sevgilisi öldürülen erkek, şimdiye kadar yaşanan bütün kötülüklere pasif, sessizken sevgilisinin öldürülmesiyle kötülüğe karşı amansız bir mücadeleyle girer… Bu tema hem sevginin gücünü hem de sevgi adına yapılan fedakârlığı göstermenin en güzel örneği olarak görülür. Hayranlık uyandıran ve ah keşke benim aşkımda böyle olmalı özentisini oluşturan bu temadan etkilenememek mümkün mü? O zaman gelin sevginin destanlaşan gücünü ve sevginin intikam alma düşüncesinin adalete nasıl dönüştüğünü görelim.
Yukarıdaki temayı en iyi yansıtan filmlerden biri yönetmenliğini Alex Proyas, senaryosunu David J. Schow, James O’barr yazdığı, başrolleri Brandon Lee oynadığı Karga filmidir.
Karga, kaosun getirdiği yıkımı, şiddeti, acımasızlığı, haksızlığı, yokluğu, ölümü zihinlere kazımak ve somut hale getirmek için karanlığı gündüze çeviren alevler ve kapkara dumanlarla perdeyi açıyor.
Kanunların uygulanmadığı, çetelerin sokakları istila ettiği, insanların korkudan sokaklara çıkamadığı; polisin hırsızlara, kundakçılara, katillere göz yumduğu, onca olaylara ve ölümlere rağmen deliller bulamadığı bir şehir düşünün. Böyle bir yerde yaşanmaz dediğiniz duyar gibiyim. Karga, bize böyle bir şehrin manzarasını verirken, insanların yaşadıklarını görmemiz için kapıyı aralıyor. Kapı aralarken korkunun nefesini hissediyoruz. İrkiliyoruz. Öyle ki ürkek bir ruh hali bizi kuşatıyor. Sanki Eric ve Shelly başına gelenler bizim de başımıza her an gelebilir korkusu bizi sarıyor. Gözlerimiz fal taşı gibi açılmışken Alex Proyas’ın, çete üyelerinin iğrenç gülüşlerini, itici tiplerini gerçekçi sunuşu filme kilitlenmemize yetiyor da artıyor.
İnsanlık tarihinde karganın sevilir bir tarafı yoktur. Karga görüntüsüyle, sesiyle insanlara itici gelen bir varlıktır. Leş yemesi, tarlalara zarar vermesi gibi özelliklerden dolayı sevilmezler. Alex Proyas, sevilmeyen ve itici karga, hem filminin ismini veriyor, hem de filmde çok önemli bir misyon yüklemektedir. Filmde karga, bir rehber ve adalet sağlayıcıdır. Haksızlığa ve kötülüğe karşı, adalet ve iyiliğe can verendir.
Karga, filmde kara rengine rağmen adaletin ak yüzüdür. Polisin yerine getiremediği kanunları, Eric’e can vererek adaleti ete kemiğe büründürmektedir. Tek amaç, haksız yere öldürülen Shelly ve Eric intikamını almaktır. Ancak Eric, ölümün rengini taşır. Rengi soluktur. Siyah beyaz tek ve ana renkleri üzerinde taşır. Dolaysıyla tanımsızdır ve bilinmeyen bir gizeme sahiptir. Böylece adaletin ve kanun renginin olmadığını, adalete ve kanunlara belli bir şekil, tanım kullanılamayacağını göstermesi Karga figürü kadar önemli bir vurgudur.
İntikamın ayak izleri takip ederken, Eric bizi ilginç ve karışık bir manzarayla karşı karşıya bırakıyor. Şaşıyoruz. Neler oluyor demekten kendimizi anlamıyoruz? Ters giden bir durumla karşı karşıyayız. Böyle şey olmaz dedirten Eric’in sevgilisi öldüren T-Bird ve çetesinin peşinde giderken, kötü, çeteye hizmet eden, hatta çeteye emir verenlere karışmamasıdır. Afallıyoruz. Eric, neden böyle bir ayrım yaptı diye düşünürken, Eric’in adaletin etten kemikten görüntüsü soru işaretlerimizi gideriyor. Karga, kanunların kime işlediğini ve kimlere işlemediğini göstermeye çalışıyor. Kanunların çoğu kere piyonlarla uğraştığını, piyonları ortadan kaldırdığını ama piyonları öne süren asıl suçlulara donulmadığını anlatma yolunu bir metafora yüklediğini görmemiz zor olmuyor.
Göze göz, dişe diş felsefesi Karga’da kendisini çok güzel yansıtmaktadır. Eric, çetenin üyelerini kendi silahlarıyla ortadan kaldırması filmin ilginç yönlerinden biridir. Bıçak Kullananın bıçakla, silah kullanın silahla, morfinin kullananın morfin iğnesiyle öldürülmeleri; kundaklama yapanın havaya uçurulması, göz oyması seven kadının gözlerinden olması gibi ölüm biçimleri farklı bir anlam yüklenmiştir. Herkesin kendi kötülüğüyle boğulacağı bize anlatmaya çalışan Karga, bunu da silahları tersine çevirerek yapıyor. En dikkat çeken ölüm ise, Top Dollar’ın olsa gerektir. Yaşadığı sürece yaptığı bütün kötülüklere ve insanlara yaşattığı bütün acılar Shelly şahsından yaşarak ölmesinden daha ne acı olabilir ki.
Karga, çetelerin başıboş hareket ettikleri gibi görünse de aslında öyle olmadığını arka planda Top Dollar’ın varlığını ön plana çıkararak göstermektedir.
Eric, ölümsüzlük sırrının kargadan kaynaklığının fark edilmesi, kargayı hedef haline getirilir. Karganın yaralanması üzerine Eric, ölümsüzlükten ölümlüye döner. Ancak sonrasında karganın dirilmesiyle, Eric’te eski haline döner. Bu sahneyi iyi okumak gerekir. Kanunları, devleti ve adaleti temsil eden karga ve Eric bazen adaletin, kanunların kaybetme noktasına geldiğini, kötülüğe karşı yenilmek üzere olsa da her koşulda kendini toplayıp, tekrar düzeni sağlayacağına dikkatleri çekmişlerdir
Filmin, Eric zihninde canlanan olaylarla geri dönük sahneler, insanın geçmişinden bağımsız olmadığını, insanın geçmişiyle bugünü yaşayabildiğini, geçmişin bugünü belirlediği sonucuna rahatlıkla varılabilir.
Karga’nın en belirgin kurgusal hatası, sürekli soygun yapan, insan öldüren çete üyelerinin para sıkıntısı çekmesi ve çaldıklarını rehinciye bırakmalarıdır. Hâlbuki çete şehre korku salarak, istediği her şeyi elde edebilmektedir. Sanırım nişan yüzüğünün ön plana çıkarmak adına yapılmış. Eric, durumuna vurgu pekişmesi de denilebilir.
Karga: klasik bir aksiyon, macera filmi ya da aşk üzerine kurulu bir senaryoya değildir. İzlerken öyle görünse de dikkatli bir izleyici içerdiği metaforları farkına varacaktır. Bu da Karga filmini farklı bir yere taşımaktadır. Sıradan bir aksiyon filmi olmaktan çıkarıyor. Tabii içerdiği birçok yenilik kendisinden sonra gelecek filmlerin önünü açmıştır.
Müziklerinde filmin temposuna renk ve canlılık kattığını, Kargayı karga yapan en önemli parça olduğunu belirtmek gerekir. Şayet müzikler bu kadar başarılı olmasaydı, Karga bu kadar kulağa, göze hitap edemezdi
Osman Tatlı